SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 2 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Araştırmacı-Yazar
Yazar Haydar ÖZTÜRK
 
 
 
Makale Tarihi :  2.02.2023
Furkan Suresinden Üç Ayet

Müşriklerin melek Peygamber beklentisi

 7.Ayet: Dediler ki: “Bu nasıl bir resul ki yiyip içiyor, çarşılarda dolaşıyor? Ona bir melek indirilseydi de onunla birlikte uyarıcı olsaydı ya.”

İnkârcıların Allah’ın bir beşeri peygamber olarak göndermeyeceği iddiaları[1] onları melek özelliklerinde fakat beser görünümünde olan bir peygamber tasavvuruna götürmüştür. Bu sebeple peygamberlerin sıradan insanlar gibi yiyip içmesini garipsemişler, peygamberlere uyan halkı da “sıradan bir insan olup, yiyip içen birisinin kendilerine peygamber olamayacağı” propagandası ile kandırmaya çalışmışlardır. Nuh kavminden sonraki bir kavmin ileri gelenleri peygamberleri hakkında halka söyle demişlerdir: “Bu, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer. Gerçekten, sizin gibi bir besere itaat ederseniz, herhalde ziyan edersiniz.” (Mü’minun/31-34.) Bu sözleriyle onlar, otoritelerinin sarsılmasından korktukları için, yiyen-içen dolayısıyla insan olan birinin peygamber olamayacağına dair propaganda yapıyorlardı. Bu aynı zamanda müşriklerin insandan umutlarını kestikleri anlamına geliyor.

Müşriklerin melek peygamber beklentisiyle ilgili benzer ayetler şunlardır:

Bir de “Ona bir melek indirilseydi ya!” dediler. Eğer bir melek indirseydik iş bitirilir, onlara göz açtırılmazdı. (En’am/8)

“Eğer doğru söyleyenlerden isen, bize melekleri getirsene!” (Hicr/7)

“Bunun üzerine, kavminden inkârcı olan ileri gelenler şöyle dediler: “Bu ancak sizin gibi bir beşerdir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Bunları geçmiş atalarımızdan işitmedik.” (Mu’minun/24)

Onlara “Yalnızca Allah’a kulluk edin.” diye önlerinden ve arkalarından resuller gelince, dediler ki “Eğer Rabbimiz dileseydi melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.” (Fussilet/14)

“Ona altından bilezikler verilmeli veya onunla birlikte yanında melekler gelmeli değil miydi?” (Zuhruf/53) 

  1. PEYGAMBERİN ÜMMETİNDEN ŞİKÂYETİ

 30.Ayet: Resul de: “Ey Rabbim! Kavmim, bu Kur’ân’ı terk edilmiş olarak bıraktı.” der.

Mehcûr, bir şeyden mahrum olmayı değil, yanı başında olduğu halde ona sırt dönmeyi ifade eder. Tıpkı şu ayette söz edilenlerin durumu gibi: “Tevrat’ı taşıma sorumluluğu kendilerine verilip de sorumluluğunun gereğini yerine getirmeyenlerin durumu, kitaplar yüklenmiş (fakat sırtındakinin değerinden haberi olmayan) eşeğin durumu gibidir” (100/Cuma: 5). Bu şikayetin muhatapları, özne olan Kur’an’ı nesneleştirip hayattan dışlayanlardır. Kur’an’ın nesneleştirilmesi dört aşamalı bir süreçte gerçekleşti: 1) Anlam üretilmeyince tüketildi. 2) Tüketilen anlamdan doğan açık form yüceltilerek kapatıldı. 3) Yüceltilen form anlamanın konusu olmaktan çıkıp nesneleşti. 4) Nesneleşen forma ise “mukaddes ölü metin” muamelesi yapıldı. Ayet, sürecin sonunu daha baştan haber verir.[2]

Ayet ihbarı gaybi nevinden ahirette Müslümanların Kur’an’la iletişimlerinin sonucundan haber veriyor. Her Müslümanın bu ayet üzerinde “acaba bu uyarıya ben ne kadar muhatabım” diyerek çokça düşünmesi gerekmektedir.

Arapça “mehcur” kelimesi çok çeşitli anlamlara gelebilir. Bunlara göre ayetin anlamı şöyledir: “Kavmim Kur’an’ı dikkate değer görmedi. Kabul etmedikleri gibi, ardından da gitmedi. Onu anlamsız ve deli saçması bir şey yerine koydular. Onu eğlenme ve alay konusu haline getirdiler.” (Mevdudi, Tefhimu’l-Kur’an)

 KUR’AN’IN TOPTAN İNDİRİLMEMİŞTİR

  1. Ayet: İnkâr edenler: “Kur’ân ona toptan bir defada indirilmeli değil miydi?” dediler. Onunla gönlünü pekiştirmek için onu belli bir düzen içinde okuduk.”

Elbet onu kadir-kıymet gecesinde Biz indirmeye (başlamışızdır). (Kadir, 1)

(4 nolu dipnot): İnzal kalıbının “bir seferde indirme” manasına geldiği doğru değildir. (Krş:25:32). Buna dayanarak vahyin dünya semasına tek seferde toptan indiği yorumları da mesnetsizdir. Gökten yağmur bir defada inmediği halde, yağmur içinde aynı kalıp kullanılır(23:18). Yaptığımız karşılaştırmalı bir okuma, tenzil ve inzal’in birbirinin mukabili olarak kullanıldığını ortaya koymuştur. Tenzil vahyin kaynağına nisbetle, inzal hedefine nisbetle kullanılmaktadır (Bkz: 12:2, not 3’ün devamı). İnzal kalıbı asıl “bir yasaya bağlı olarak indirme” vurgusu taşır. Lügatte inzal’in manası; ulvi manaların bilinç evrenine dahil edilmesidir (duhulu’ş-şey fî alemi’l müdrikat). Bu, ya önceden var olanı dönüştürmek (ca’l), ya bilinç anında var etmek (halk) şeklinde gerçekleşir. Kur’an’ın inmeye başladığı gece Ramazan ayının içinde bir gecedir (2:185).[3]

Kur’an’ın indirilişi konusunda iki görüş vardır:

Birincisi: İbni Abbas ve bir cemaatin görüşüdür. İbni Abbas’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Kur’an, kadir gecesi, dünya semasına toptan bir kerede indirildi. Bundan sonra yirmi yılda (bölüm bölğüm) indirildi.[4] Kur’an zikirden ayrılıp dünya semasındaki Beytü’l-İzzet’e konuldu. Cibril onu oradan Hz. Peygamber’e (as)  (bölüm bölüm) indirmeye başladı.[5] Kur’an dünya semasına toptan bir kerede indirildi. Mevaki-i Nücum’da idi. Allah onu peygamberine birbiri ardı sıra indiriyordu.[6]

Bu görüşler, özellikle İbni Abbas’a nispet edilenler –ki bu tür yorumlarının aslını oluşturmaktadır- Hz. Peygamber (as) efendimize kadar ulaştırılmış değildir. Oysa bunlar, Yüce Allah’ın ilmiyle, egemenliğinin, melekutunun sırlarıyla ve varlığıyla ilgili gaybi haberlerdir. Bunları bilmek, ancak Hz. Peygamber (as) aracılığıyla mümkün olabilir. Bilebildiğimiz kadarıyla Hz. Peygamberimizden (as) de bu tür haberler aktarılmamıştır. Hz. Peygamberimize (as) dayanmadan ya da Kur’an’ın apaçık ifadesini esas almadan, rastgele söz söylenemeyecek olan bir mesele de tahminden öteye geçmeye bu tür sözlerin ve haberlerin İbni Abbas tarafından söylendiğine ihtimal vermiyoruz.[7]

İkincisi: Bu Şa’bi’den[8] rivayet edilmiştir: Ramazan ayı… İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmiştir. (Bakara,185). Elbet onu kadir-kıymet gecesinde Biz indirmeye (başlamışızdır). (Kadir,1). Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten biz uyaranlarız.  (Duhan,3). Üç ayetteki Kur’an’ın nüzulünden maksat; onun Rasulullah’a inmeye başlamasıdır. Kur’an’ın nüzulü, Ramazan ayının Kadir gecesinde başlamıştır. Kur’an’ın bir nüzulden başka nüzulü yoktur.[9]

Diğer semavi kitapların toptan bir kerede indirildiği kendilerine nakledilmiş olan müşrikler, Kur’an’ın peyderpey indirilmesi hakkında münazara ve münakaşa etmişlerdir. Kur’an’da, Kur’an’ın bir defada indirilişine dair sarih bir ayet olmadığı gibi müşriklerin toptan indirilmeli değil miydi taleplerine Kur’an şöyle der:  İnkâr edenler dediler ki: “Kur’an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?” Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp-pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu ‘belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup’ okuduk. Onların sana getirdikleri hiç bir örnek yoktur ki, biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım. (Furkan,32-33).

Kur’an’ın tamamının bir defada dünya semasına indirildiği görüşüne gelince; buna ait ne Kur’an’dan, ne de sahih hadisten bir delil vardır. Kur’an’ın bir defada nazil olmasının her hangi bir hikmeti görülmediği gibi, Kur’an bölümlerinin çoğunluğunun ilkin Mekke, sonra da Medine’de cereyan eden Hz. Peygamber’in hayatına ait tablo ve olayları ihtiva etmesi veya bu olaylar üzerine inmesi itibariyle de bu görüşün, olayın tabiatına uygun olmadığı görülmektedir.[10]


[1] Enâm 6/91, İsrâ 17/94, Yâsîn 36/15.

[2] Mustafa İSLAMOĞLU, Hayat Kitabı Kur’an Gerekçeli Meal-Tefsir, 704

[3] Mustafa İSLAMOĞLU, Hayat Kitabı Kur’an Gerekçeli Meal-Tefsir, 1282-1283

[4] Hakim, Beyhaki, Nesai

[5] Hakim,

[6] Hakim, Beyhaki,

[7] İzzet Derveze, Kur’anu’l Mecid, 243

[8] Şa’bi: Amir İbni Şerahil’dir. Tabiin’in büyüklerindendir. Ebu Hanife’nin hocalarının en büyüğüdür. Hadis ve fıkıhta imam idi. Hicri 109 yılında vefat etmiştir.

[9] Menna Halil el-Kattan, Ulumu’l-Kur’an, 146; Suyuti, İtkan; 97;

[10] İzzet Derveze, Et-Tefsiru’l-Hadis, I/263

 

First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.