Günlük hayatımızda hijyen konusunda en çok kullandığımız deterjanlara her nedense, kalitesi ve içerisindeki maddeler hakkında yeterince dikkat edilmediği kanaatindeyim.
Örneğin bulaşıklarımızda, çamaşırlarımızda, çevre temizliğimizde kullandığımız deterjanlar kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanmadıkları için başta çevre kirliliğine sebep olurlar. Ülkemizde yılda 350.000ton deterjan üretilmektedir. Günlük hayatımızda 55.000 kimyasal kullanıyoruz ve her yıl bu sayıya 1000 kadarı eklenerek artıyor. Deterjanlar alerjik bünyeli kişilerde deri hastalıklarına yol açar, deterjanla temas eden ciltte kızarıklık, kaşınma ve yanma hissi görülür.
Tabaklarda, bardaklarda ve çatal kaşıklarımızda kalan zerrelerin bile önemli hastalıklara yol açabileceği görülmektedir. Yıkama suları doğan etkilere direnç göstererek parçalanmadan yapılarını muhafaza ederler. Böylece çevre kirliliğine yol açarlar, suyun gerilimini arttırarak çözünmüş oksijen miktarını azaltır bu ise canlı hayatı tehdit eden en büyük tehlikedir. Deterjanlarda bol miktarda kullanılan fosfat bileşikleri ortamdaki azot bileşikleri ile reaksiyona girerek gübre etkisi yaparlar. Bu ise göllerde ve akıntısı olmayan yerlerde yosunların çoğalmasına yol açar.
Cilt üzerinde egzama ve mantar gibi hastalıklara sebep olmalarının yanında, içme suları ve deterjanla temizlenen bulaşıklarda arta kalan deterjan arıkları yoluyla da sindirim sisteminde tahribata yol açarlar. Günümüzde kanser oranlarının artmasının en büyük sebeplerinden biri de sindirim yolu ile aldığımız deterjan atıklarıdır. Ülkemizin önemli araştırma kuruluşlarından Çekmece Nükleer Enerji Enstitüsü nün deterjanlarla ilgili yaptığı bir araştırmada günlük kullandığımız çeşitli deterjanların değişik malzemeler üzerindeki kalıntıları incelenmiş ve en fazla aşındırıcı katkılı toz deterjanın, daha sonra sıvı deterjanların en az da zeytin yağı sabununun malzemeler üzerinde film oluşturduğu gözlemlenmiştir. Buda gösteriyor ki zeytin yağı sabunu temizlikte en çok çözünen en az kalıcı film oluşturan temizlik maddesidir.
Deterjanlara suyu yumuşatması amacıyla katılan fosfatlar topaklanmayı önlemek amacı ile katılan sodyum sülfat ve sodyum silikat beyazlatmak için katılan sodyum perborat maalesef insan sağlığını ve çevreyi tehdit etmektedir.
Türkiye’de üretilen deterjanlardaki fosfat oranı %15-30’iken, Avrupa da bu oran %1-5 aralığındadır. Fosfatlarla birçok balık türü ve deniz canlısı yok olmaktadır. 30-40 yıl önce denizlerimizde 300’e yakın balık çeşidi bulunurken şimdilerde bu oran 30 civarındadır ve her gün daha çok yok olmaya doğru gidilmektedir. 2050 yılına kadar da denizlerdeki canlıların %98’inin yok olacağı tahmin edilmektedir.
E-542 (Bone Phosphate);
Hayvan kemiklerinden üretilir. Topaklanmayı engelleyici ajan, emülgatör ve gıda takviyelerinde fosfor kaynağı olarak kullanılır. Esas kullanımı bununla birlikte kozmetiktir. (diş macunu gibi). Ürün domuz ve sığır gibi. hayvan kemiklerinden yapılır, Müslümanlar sakınmalıdır.
Mide ve bağırsak hastalıklarına yol açan fosfat katkıları ise;
E-338 Ortofosforik asit
E-339 Sodyum fosfat
E-340 Mono potasyum fosfat
E-341 Mono kalsiyum fosfat
Kalp hastalıkları, damar sertlikleri ve tıkanıklıklarına yol açan katkı maddeleri ise;
E-210 Benzoik asit
E-211 Sodyum benzoat (ketçaplarda)
E-212 Potasyum benzoat
E-213 Kalsiyum benzoat
E-214 Etil parahidroksi benzoat
E-215 Sodyum dietil parahidroksi benzoat
E-216 Propil parahidroksi benzoat
E-217 Sodyum propil parahidroksi benzoat
E-218 Dimetil parahidroksi benzoat
E-219 Sodyum dimetil parahidroksi benzoat
Bu saydığımız kimyasallar yurtdışında yasaklanan bizde halen kullanılan koruyucu katkılardır.
|
|