“Az ye, az uyu ve az konuş.”

Helal Denetim denilince; Helal Merkezine mahsus değer yargıları olan ve manevi değerleri kendisine prensip edinmiş kuruluşların çalışmaları olarak adlandırabiliriz.

Dünyada Helal Gıda arayışı her geçen gün insanlar arasında artmakta. Ülkemizde de birçok firmalar ürünlerinin “Sağlıklı-Güvenli-Çevreci = Helal Ürün” olduğu hakkında “Helal Sertifikası” almak için çeşitli kuruluşlara müracaat etmektedirler. Bu kuruluşların başında devlet kuruluşu olması nedeni ile ülkeler ve vatandaşlar nezdinde önem arz edeceğini düşünülerek öncelikle TSE’den Helal Sertifikası almayı tercih etmektedirler. Dernek gibi çalışan kuruluşlardan da Helal Sertifikası talep etmektedirler. Ayrıca Türkiye geneline dağılmış değerli hizmetler veren dernek ve vakıflara gelirlerini dağıtarak sponsorluk yapan kuruluşumuza - HEDEM’e de pek çok müracaatlar yapılarak ürünlerine Helal Sertifikası almak isteyen firmalar gün geçtikçe artmaktadır.

Bu kuruluşların dışında; eğitim ve yeterli donanımları bulunmamasına ve uluslararası geçerliliği olmamasına rağmen, talep-arz ve müşteri ilişkileri içerisinde özel denetim şirketleri de Helal Sertifikası verme yarışına girmiş bulunmaktadırlar. Kuruluşumuza (HEDEM’e) bugüne kadar yüzlerce sertifika talebi olmasına rağmen ürününe sertifika alabilen maalesef çok az firma vardır. Bu nedenle üretici-denetçi firmamız arasında müşteri ilişkileri istenen düzeyde gitmemektedir.

Kuruluşumuz şuna inanmaktadır ki; “Günümüze Helal Sertifikalı ürünler tüketicinin tek güvence kaynağı olmakla birlikte, “Helal Sertifikası” üreticinin üretim felsefesini, yüksek kaliteyi ve ticari ahlakını temsil eden bir belge olup, inancı ile ticareti aynı doğrultuda olan her üreticinin ürünü için alması gereken övünç belgesidir diye düşünmekteyiz. Bu nedenle kuruluşumuza müracaat eden üretim firmalarının ürünlerinde kullandıkları maddelerin; şer-i hükümler nezdinde haram olmamasına rağmen insan sağlığına ve çevreye olumsuz etkilerinden dolayı- Helal Sertifikası verilmemektedir. Örneğin; üretimde nitrit-nitrat-glikoz-margarin-GDOlu ürün-Tekstil boyası vs gibi haram olmadığı halde kullanılan maddeleri içeren ürünlere sertifika verilmemektedir. Susamdan yapılması gereken tahin yerine yer fıstığından yapılan tahinle ve içerisine katılan Helvin maddesi ile birlikte üretilen ürünün üzerine; “Bu Ürün Yerfıstığı ile Üretilmiştir.” yazılmasını kabul etmeyen üreticiye ve ürününe helal belgesi verilmemektedir. Yurtdışından veya yurtiçinden toplanan tereyağlarının içerisine, uzun raf ömrünü sağlamak için kimyasal madde katılan ürünlere, sütün kaymağını alarak kalanına margarin katarak yoğurt yapanlara, siyah zeytinleri tekstil boyasıyla boyayan, kaya tuzu ve ayçiçek yağına basıp sele zeytini diye satanlara, tatlılarına glikoz kullananlara meyve ve sebzelere taze görünsün diye parafin (mum) sürenlere, sucuğuna salamına nitrit ve nitrat (dinamit malzemesi), temizlik ve kozmetik ürünlerine insan ve çevreye zarar verici katkılar kullananlara sertifika verilmemektedir. Değerli dostlar, keşke Helal Denetim bu kadarla bitse… Et konusunda bakın nelerle karşılaşıyoruz, merkezi İstanbulda bulunan ve isimleri islami çağrışım yapan 3 adet et firmasının bize teklifi; hayvan kesimi ve denetimi esnasında tüberkülozlu (veremli) çıkan hayvanların etlerinin görmemezlikten gelmemizi -bu etleri kavurma yaparak satmak istediklerini- söylediklerinde kızgınlığımızın ne kadar arttığını insanların para uğruna inançlarından nasıl feragat ettiklerine şahit olmak bizleri daha da çok üzmüştür. Et konusun da Türkiye genelinde inancının gereğini HEDEM’den aldığı sertifikaya göre yıllardır sürdüren Eskişehir’de bulunan KESKİN GIDA yönetici ve sahiplerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Kesim öncesi ve sonrasında tarafımızdan görevlendirilen ve ücretleri HEDEM tarafından ödenen veteriner ve emekli din görevlisi huzurunda kesilen hayvanların kesim öncesi ve sonrası denetimleri yapılarak etlere numaralı kelepçeler vurularak piyasaya sunulması tüketicinin de gönül rahatlığı ile bunları tüketmesi hepimizin övünç kaynağıdır. Bir ürüne, üretim esnasında haram olmayan lakin insanlara zara veren ürüne Helal Sertifikası verilmesi aslında cinayetten başka bir şey değildir.

Kur-an’da açıkça hakkında bir delil bulunmayan ama günümüzde insanlara-hayvanlara-çevreye zarar veren ürünleri görmemezlikten gelip maddiyat uğruna sertifika verilmesi elbette ki denetim kuruluşlarının yöneticilerinin sorumlulukları ve veballeri altındadır. Müracaat edilen her ürün için “Hakkında bir nas yoktur, öyle ise buna sertifika verebiliriz” yaklaşımı bu kuruluşların zihniyetlerinin belirtisidir. Geleceğin gıda dünyasına laboratuvarların yön vereceğine inanmaktayız. Helal Denetim çalışması sosyal sorumluluk gerektiren, günümüzde gıdaların denetimlerinin yapılması gereği farz-ı ayin olup bu inanç doğrultusunda acilen ve yeterli derece de üniversitelerimizin ve bağımsız kuruluşlarımızın çalışmalar yapması gereğine inanıyoruz.

Arzumuz üreticiler ile tüketiciler arasında manevi ve ahlaki kuralları içeren yazılı olmayan bir sözleşme olduğu düşüncesini zihinlerde yer etmesidir. Üreticinin tüketiciye, tüketicinin de üreticinin ürünlerine sadakat göstermesi gerekmektedir. İnsan yaşamını direk ilgilendiren konularda önyargıdan uzak, ilmi denetimlere itibar ederek dürüst ve samimi olabilirsek; insanlara zararsız Helal ürünler yedirebiliriz, kullandırabiliriz kanaatindeyim.

Kuruluşumuza müracaat eden; örneğin Türkiye genelinde tanınmış bir firmaya konserve balık, domates salçası vs üreten firma yöneticisinin “Ürünlerimize sertifika almak istiyoruz, bedeli nedir?” diye sorması; ürününe Helal Sertifikasını para gücü ile kolayca alabileceğini düşünenler olduğu sürece günümüzde Helal Sertifikanın önemi ve değeri anlaşılmadığı kanaatindeyim. Para hırsıyla her müracaat eden firmaya ve ürününe sertifika veren kuruluşların yöneticilerinin sorumlulukları her geçen gün artmaktadır. 

Unutmayalım ki 

“Sen ki haramdan mutluluk ararsan; mutluluk sana haram olur…”

“Biz de ise maddiyat hırsı olmaz; Olursa hizmet hırsı olur. Onda da kuldan teşekkür beklenmez, Beklenirse Allah (c.c.) rızası beklenir.”

“Harama sertifika vererek zengin olanın, standartsız denetim kuruluşu olanın, gayesi para olanın rehberi; şeytan olur!”

Geçici dünya menfaati için inancından feragat edenlere yazıklar olsun... Diyorum.