ASPARTAM, SUKRALOZ VE ASESÜLFAM POTASYUM GERÇEĞİ
Son günlerde Kola ile ilgili haberlerde 2014 yılında Kola üreticilerinin ABD’de diyet kola satışlarında %5-6 oranlarında düşüş olduğu için tedbir olarak tüketicilerin şikayetlerini dinlemeleri ve tüketicilerin diyet kolalardaki Aspartam yüzünden kanser olmak istemedikleri için bu ürünü tüketmekten vazgeçtiklerini öğrenince, Aspartam yerine Asesülfam Potasyum ve Sukraloz kullanımına başlayacaklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Ne yazık ki Türkiye’de halen bu katkı maddesi kullanılmaya devam ediyor. İnsanımızı aydınlatmak üzere, HEDEM – Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi olarak bu açıklamayı kendimize görev edindik. Aspartam, Sukraloz ve Asesülfam Potasyum’dan kısaca bahsedersek;
E951 ASPARTAM
Kimyasal formülü; Aspartil – Fenilalanin – 1 –Metil Ester’dir.
Aspartam 3 ana maddeden oluşur:
1- %40 Aspartik Asit
2- %50 Fenilalanin
3- %10 Metanol (Metil Alkol) ‘dan ibarettir.
Metanol kaçak içki yapımında kullanılan gözleri kör edici bir NÖROTOKSİN’dir. Metil alkol, karaciğerde formaldehit ve formik aside metabolize olur. Formaldehitte mide asidi ile birleşerek vücutta kanserlere yol açar. Aspartamın yapısında bulunan %40’lık aspartik asit ve %50’lik fenilalanin ise mide asitleri tarafından ayrıştırılarak DİKETOPİPERAZİN adındaki KANSEROJEN bir maddeye dönüşür.
Aspartik asit de sinir hücrelerinin ölümüne yol açan EKSİTOTOKSİN adlı toksik maddeye dönüşür. Özetle söyleyecek olursak; Aspartam insan vücuduna girdiğinde hem kanserojen hem nerotoksik (Sinir Hücrelerine zarar veren zehire) yani sinir hücrelerini öldüren Eksitotoksin adındaki toksik bir maddeye dönüşür.
FDA’nın (Amerikan İlaç Dairesi) yaptığı araştırmaya göre Aspartamda tüm gıda katkı maddelerinin yan etkilerinin %75’nin oluştuğu tespit edilmiştir.
ABD komu yararı için bilim merkezi tarafından yapılan açıklamada Aspartamın en kötü 10 katkı maddesi arasında yer aldığı açıklanmıştır.
Herşeyden önce Aspartam bir gıda değil kimyasaldır. İlk üretildiğinde böcek öldürücü yani dezenfektan olarak kullanılmıştır. Tüm diğer gıda katkı maddelerinin toplamından daha fazla yan etkisi vardır ve 6000’den çok gıdada kullanılmaktadır. Zayıflamak için diyet ürünlerle beraber Aspartam alındığında bu tatlandırıcıyı kullanan insanın beynine bir mesaj ulaştırılır ve pankreas insülin üretimi için komut alır. Kan şekeri düşünce daha çok yemeye meyil eden insan dolayısı ile obeziteye sürüklenir.
Kısaca kullanıldığı yerlere göz atarsak;
1- Diyet kolalar, Diyet veya şekersiz meşrubatlar ve meyveli içecekler,
2- Şekersiz cikletler, nane şekerleri, çikolatalar,
3- Kahvaltı gevrekleri, meyveli yoğurtlar, hazır tatlılar, pudingler, çikolatalı-meyveli sütler, kakaolu içecekler ve dondurmalar,
4- Soslar, reçel ve marmelatlar, ketçap,
5- Hazır çaylar, hazır kahveler, enerji içecekleri,
6- Diyabet hastalarının kullandıkları hazır gıdalar,
7- Diş macunları, gargaralar, çocuk şurupları,
8- İlaç sanayinde; vitaminler, mineral tabletleri, romatoit artrit ve osteo artrit ilaçları, üst solunum yolu ilaçları, nane pastilleri, migren ilaçları, antibiyotikler, anti-deprasanlar v.s.
Şekerden 200 kat daha tatlı olan Aspartamın insanlar üzerinde çok fazla yan etkisi görülmüştür. Bunlardan bazıları alerjik reaksiyonlar, bazı hassas kişilerde anjiyo ödeme ve göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde, ayaklarda şişmeye neden olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan hayvan deneylerinde, hayvanlarda tümör oluşturduğu ve kansere sebep olduğu gözlemlenmiştir. Beyindeki seretonin seviyesini %40 düşürerek beyindeki iletkenliğe zarar vermektedir. Alzheimer, MS, Hiperaktivite ve Parkinson hastalıklarının artmasında en büyük etken olarak gösterilmektedir. Aspartam kullanan insanlarda baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, eklem ağrısı, bulantı ve uyuşukluk, kas spazmları, depresyon, korku atakları, huzursuzluk, uykusuzluk, fibromiyalji (Tükenmişlik Sendromu), görme kaybı, işitme kaybı, kulak çınlaması, yorgunluk, tat kaybı, nefes darlığı, cilt döküntüleri, beyin işleyiş sürecinde yavaşlama, kanseri tetikleme gibi yan etkilerinin yanında zayıflamak için kullanıldığı takdirde aksine metabolizmayı yavaşlatarak daha fazla yağ birikimine ve obeziteye sebep olur. Aspartam fazla tüketildiğinde vücudun bağışıklık sistemini çökerterek kanser hücrelerinin artmasına sebep olmaktadır.
Üretim esnasında yüksek ısılara maruz kaldığında tehlikenin boyutu daha da artmaktadır. O yüzden meşrubat üreticileri bu ürünlerin üzerine "Soğuk İçiniz" ibaresini yazmaktadır. Vücut sıcaklığı hiç hesaba katılmamaktadır. Metabolizmamız dışardan alınan sıcak veya soğuk bir gıdaya kendi sıcaklığına gelmeden işlem yapmamaktadır. Halbuki 30 dereceyi geçen sıcaklıklarda Aspartam kansere dönüşmektedir...
Aspartam yerine kullanılmak istenen “Sukraloz E-955” ve “Asesülfam Potasyum E-950”ye gelince…
Sukraloz E-955: Şeker kamışından elde edilir. Pancar şekerinden 600 kat daha tatlıdır. Yüksek dozlarda kullanıldığında, farelerde DNA bozulmasına yol açtığı belirtilmiştir.
Asesülfam Potasyum E-950 (Asesülfam K ): Fareler üzerinde yapılan deneylerde göğüs kanseri riskini arttırdığı görülmüştür. Uzun süreli kullanımda baş ağrısı, depresyon, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarına yol açtığı belirtilmektedir. Şekerden 200 kat daha tatlı olan bu madde; gazlı-gazsız içeceklerde , süt ürünlerinde, dondurmalarda, reçellerde, jölelerde, fırınlanmış ürünlerde, sakızlarda, turşularda, meyve suyu konsantrelerinde, diş macunu ve ağız spreylerinde kullanılır.
Bakalım bunlardan ne zaman vazgeçip sağlıklı beslenmeye döneceğiz... |