SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 2 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Prof.Dr.
Yazar İbrahim SARAÇOĞLU
 
 
 
Makale Tarihi :  20.07.2016
Ağaçlar ayakta ölürken..

Tabiatta her canlının belli bir ortalama ömrü var. Özellikle ağaçlar ortalama ömürlerini doldurduktan sonra, daha az çiçek açmaya başlarlar. Her yıl giderek daha az meyve vermeye başlarlar. Yapraklarının sayısı bir yıl öncesine göre daha azdır. Bazı dalları kurumaya yüz tutmuştur. Gövdelerine ve dallarına baktığınız zaman uzun yılları geride bırakmış olduğunu gösteren izleri görürsünüz. Sessiz ve sakin bir şekilde çevrelerine zarar vermeden ayakta kururlar. Kurumaları onların ölümüdür. Ne kadar bakarsanız bakınız, onları daha uzun yıllar yaşatmak mümkün değildir. Belki gövdesinden keserek, kalem aşısı ile yeni bir fidanın oluşumuna neden olabilirsiniz.

Ancak, bu dışarıdan insan eliyle yapılan bir müdahaledir. Çiçek açmayı, dolayısıyla da meyve vermeyi bırakmış böyle bir ağaçla enteresan bir deney yapabilirsiniz. Bu deneyi uyguladığınız zaman, yavaş yavaş ölüme giden bu yaşlı ağaç, bir dahaki çiçek açma mevsiminde öylesine bol çiçek açmaya başlar ki, şaşırır kalırsınız. O haliyle yine sizi şaşırtacak kadar bol meyve verdiğini görürsünüz. Yapılan çok basit bir deney. Şöyle ki; artık meyve vermeyen yaşlı ağacın henüz kurumamış olan bazı dallarını küçük bir bıçakla sekiz-on yerinden çiziniz. Bunlar birer küçük yaradır.

Yapılan bu deney sonucunda yaşlı ağaç neden çiçek açmaya başladı neden bu kadar çok meyve vermeye başladı diye soru sorabilirsiniz. Bilim bu sorunun cevabını henüz bulamadı. Fakat, bu deney sonucuna göre çiçek açmaya ve meyve vermeye başlayan bu ağacın amacı ne olabilir ki. Neden böyle bir davranış göstermiş olabilir ki? Bunun mutlaka bir açıklaması olmalı. Bu açıklama tabi ki onun genetik yapısında saklı. Çünkü, çiçek açması, meyve vermesi hep genetik yapısından aldığı sinyaller ile oluşmakta. Peki o zaman, yapılan bu küçük yaralama deneyi sonucunda yaşlı ağacın hangi genleri çiçek açması ve meyveye oturması için harekete geçiyor. İşte, henüz bilinmeyen bu genlerin hangilerinin olduğudur.

Bu konuda bilim henüz yol almamıştır. Genetik olarak bunun ortaya konulabilmesi daha en az önümüzde bir yüzyıl var gibi görünüyor. Ancak, bu soruya daha farklı bir açıdan, genleri karıştırmadan da cevap arayabiliriz. Yara almış olan ağaç, birdenbire ben yok oluyorum mesajı ile karşı karşıya kalmıştır. Eğer, yaralama deneyi yapılmamış olsaydı yaşlı ağaç zaten yavaş yavaş kurumaya başlamıştı. Onu bu uykusundan uyandıran aldığı yaralardır. Yok olma korkusu. Kendisinin yok olacağını zaten bilmekte, ancak çiçek açıp meyve verip, toprağa düşen meyvesinin çekirdeğinden yeni fidanlar çıkacak.

Ömrünü tamamlamak üzere olan yaşlı ağacın mücadelesi, kendisinin yok olmasına karşı değil, neslinin tükeneceği korkusu. Bunun için çiçek açtı ve meyve verdi. Her canlının tabiatında neslini devam ettirmek, neslini çoğaltmak isteği vardır. Bu istek her canlının genetik yapısının içinde programlanmıştır. İnsanında, neslini devam ettirmek arzusu genetik yapısında programlanmıştır. Genetik programda olmayan insanı yok etmek anlamında olan savaş. Yapılan her savaş insana ve insan nesline yönelik yok oluşa doğru gidişin basamaklarını oluşturur. Her savaş bir sonraki savaşın ön hazırlığını yaratır. Bu ön hazırlığı engelleyecek olan yine insan. Çoğu zaman bu konuda sorumluluğu ve yetkisi olanlar insan olduklarını unutuyorlar. Mutlu bir hafta sonu dilerim.

First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.