Surenin konusu; bir bütün olarak insanın ebedi saadetidir. Yeniden diriliş hakikatinin eşsiz bir belağatla ele alır.[1]
Ayet sonlarında verilen referanslar ayetleri ayetlerle açıklamaya yöneliktir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
-
Birbirlerine neyi soruyorlar?
-
3.Hakkında ayrılığa düştükleri o büyük haberi mi?
[22/69; 38/67-68]
-
Hayır! Yakında bilecekler. [38/87-88; 7/7]
-
Hayır, hayır! Yakında bilecekler. [41/53]
1-5. ayetlerin mesajları: Allah, Nebe sûresinin ilk ayetlerinde, “kıyâmet” anlamında “Büyük Haber”in konu edinmektedir. Gerçeği yakın bir gelecekte dünyada veya ölümleri anında ve sonrasında mahşerde fark edecekleri vurgulanmaktadır.
-
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
-
Dağları da birer kazık? [79/32; 88/19]
-
Sizi çiftler halinde yarattık. [4/1; 30/20; 35/11; 51/49]
-
Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
-
Geceyi bir örtü yaptık.
-
Gündüzü de geçim zamanı kıldık.
-
Sizin üstünüzde sapasağlam yedi (gök) bina ettik, [2/29; 17/44;23/86; 41/12; 65/12;71/15;]
-
Bir de ışık saçan kandil var ettik.
-
Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik,
-
16 Onunla taneler, bitkiler ve iç içe geçmiş bahçeler bitirip çıkaralım diye.
6-16. ayetlerin mesajları: Allah, “yakından uzağa, somut tan soyuta” giden çeşitli anlatım metotlarını kullanarak, insanı inanmaya çağırmaktadır. Allah sadece “inanın” diyerek dine çağırmıyor. Allah, iman için gerekli bilgi altyapısını hazırlayıp ondan sonra çağrı yapıp insanı aklını kullanarak imanın kapısına getiriyor. Allah kâinat kitabını okumaya çağırıyor. Kâinat kitabındaki ihtişamı gözlemleyenlerin, Allah’a kulluk yapma bilincinin ileri düzeylere çıkması amaçlanıyor. Allah, yeniden diriltilmeye inanmayanlara; yeryüzünün ve dağların yapısını, insanların çifter yaratılışını, uyku, gece ve gündüzün insan için anlamlarını hatırlattıktan sonra, göklerin yedi kat oluşunu, güneşi, yağmurları, bitkileri ve bahçeleri düşünen bütün insanların önüne sermektedir.
-
Ayırma günü, belirlenmiş bir vakittir. [77/38; 30/14]
-
Sûra üfürülüp bölükler halinde geldiğiniz gün, [39/68; 69/13]
-
O sırada gök açılır, çeşitli kapılar oluşur.
-
Dağlar yürütülür, serap haline gelir.
17-20. ayetlerin mesajları: Kâinattaki bütün bu yaratılışların bir amacı vardır. Büyük bir pazar yerine benzeyen kâinatın pazar bittikten sonra sergilerin kaldırılıp son saatin gerçeklemeye başlayacağını sura üfürülüp dağların serap haline gelmeye başlamasıyla giriş yapılıyor.
-
Cehennem bir gözetleme yeridir; [79/36]
-
Azgınlar için bir dönüş yeri olarak,
-
İçinde çağlar boyu kalacaklardır.
-
Orada ne serinlik tadacaklar ne de bir içecek;
-
Yalnızca yakıcı bir sıcaklık ve koyu bir karanlık,
-
Yaptıklarına uygun bir ceza olarak.
-
Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
-
Ayetlerimizi yalanladıkça yalanlıyorlardı.
-
Oysa biz, her şeyi yazıp kaydetmiştik. [50/17; 80/11-12; 54/52, 53]
-
Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını artırmayacağız. [1/88]
21-30. ayetlerin mesajları: Cehennemin kimlerin dönüş yeri olacağı ve cehennemin nasıl bir yer olduğu anlatılıyor.
-
Gerçek şu ki, muttakiler için kurtuluş vardır;
-
Nice bahçeler ve üzüm bağları,
-
Birbirine denk üzüm taneleri,
-
Dopdolu kadehler.
-
Cennette ne boş bir söz ne de bir yalan işitirler. [37/47; 52/23; 56/25]
31-35. ayetlerin mesajları: Bu ayetlerde Kur’ân’ın, konulan çifterli anlatma metodu “mesânîlik” özelliği gereği, Allah sözü muttakilere getirmekte ve onlara sunulacak çeşitli nimetleri saymaktadır.
-
Rabbinden bir karşılık olarak, hesap edilmiş bir bağıştır.
-
O; göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir, Rahmân’dır. Hiç kimse O’na karşı söz söyleme hakkına sahip değildir.
36-37. ayetlerin mesajları: Bütün bu ve benzer ödüller Allah’ın sınırsız ve tastamam ikramı olarak sunulacaktır. Çünkü O göklerin, yerin ve ikisi arasındaki bütün varlıkların Rabbi, aynı zamanda merhametin de kaynağı anlamında Rahmân olan Allah’ın muti kullarına kulluklarının karşılığını vermek için cenneti yaratacaktır.
-
O gün ruh (:Cebrail) ve melekler saf saf olurlar. Rahmân’ın izin verdiğinden başkası konuşamaz, konuşan da doğruyu söyler. [19/17; 53/26; 20/108-109; 97/4]
-
İşte bu, hak gündür. O halde dileyen Rabbine varan (bir yol) tutsun. [73/29; 74/54-55; 76/29; 80/11-12; 81/27-28; 69/1-3, 18]
-
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Kişinin önceden kendi elleriyle gönderdiklerine baktığı gün, kâfir: “Keşke ben toprak olsaydım.” diyecektir. [80/10-12]
38-40. ayetlerin mesajları: Artık sözün bittiği yere gelinmiştir. İşte inançsızların yalanladığı ahiret günü gelip çatmıştır. Rabbine varan yol tutan bahtiyar olacak, tutamayan gerçeği görünce toprak olmak isteyecek.
Özetle: Kur’an’ın eşsiz bir üslubu var. Bir soruyla başlıyor. Yeryüzü, uyku, gece- gündüz, gökyüzünden sonra, ayırma günü cehennem ve cennet manzaralarını veriyor. Sonra da gökler yer ve ikisi arsındakilerin Rabbi olduğu gerçeğiyle noktalayıp sonra sizi uyardık diyor. Yani insanı yeryüzünde ve gökyüzünde gezdirip aklın önüne güzel bir sergi açıyor. Sonra kararı yine insana bırakıyor. Sonuç ise hakikati inkâra şartlanmış insanın “keşke toprak olsaydım” sözüyle bitiriyor.
[1] Mustafa İslamoğlu, Kuran Surelerinin Kimliği, s.452
|