SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 1 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Yönetim Kurulu Başk.
Yazar Selahaddin ALIÇ
 
 
 
Makale Tarihi :  1.07.2022
Dünyayı Felakete Sürükleyen Şirket !

 (Araştırma ve derlemelerim)

Değerli okuyucularım; huzur içerisinde yaşamak istediğimiz dünyamızı maalesef baazı kuruluş ve şirketler çok para kazanma uğruna yaptıkları çalışmaları nedeni ile cehenneme çevirmeye gayret etmektedirler. Sözde topluma yararlı ve insanlık için faydalı çalışmalar yaptıklarını her zaman dile getirmelerine rağmen gerçek niyetlerinin daha çok kazanmak olduğunu, yaptıkları çalışmaların uygulamalarının sonucunda rahatlıkla görebilmekteyiz. işte size bu örneklerden sadece biri olan ve ülkemizde faaliyette bulunan şubeleri olan Monsanta şirketinden bahis etmek istiyorum.

Dünyamız  üzerinde canlı yaşamını ya da ekolojiyi tehdit eden ya da yıkıma uğratan ne kadar tehlikeli ve ölümcül unsurlar varsa, bunların büyük kısmından tarım, ilaç ve tohum tekelleri öncerlikle sorumludur.İşte bunlardan biri de Monsanto’dur. Amerikan menşeli çok uluslu bir şirket olan Monsanto 1901 yılında kurulmuştur.

İlk ticari faaliyeti, 1903’de Coca Cola için üretilen yapay tatlandırıcı olan Sakarin ile başlamıştır. Sakarin sağlık örgütleri tarafından kanserojen bir madde olarak nitelendirilmektedir.
1920’lerin başlarında Monsanto, Poliklorlanmış bifeniller (PCB)’in üretimine başlamıştır. Bundan 50 yıl sonra canlı sağlığına aşırı zararı saptanmış olan bu kimyasal ABD’de 1979’da yasaklanmıştır. ABD’deki PCB üretimini durduran Monsanto diğer ülkelerde bunların üretimine ve dünyayı zehirlemeye devam etmiştir. Ne zamana kadar? Kalıcı Organik Kirleticilerin tamamen yasaklandığı 2001’deki Stockholm Sözleşmesine kadar. Günümüzde halen bazı insanların kan tahlillerinde kansere neden olan bu bileşiğin kalıntılarına rastlanabilmektedir.

Monsanto,1941’de, gıda ürünlerinin de ambalajı olarak kullanılan sentetik polistiren (polystyrene) üretimine başlamıştır. Günümüzde strafor olarak adlandırılan maddelerin atıkları Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından 1980’de yayınlanan en zararlı atıklar listesinde yer almaktadır.

1943-45 yılları arasında ise Monsanto merkezi araştırma departmanı, radyoaktif plutonyum saflaştırma, üretim ve nükleer silah yapım projesi olan Manhattan Projesinde yer almıştır. Yani dünyada üretilen ve kullanılan atom bombasının yapımında da katkı sahibidir.

1944’de “İnsanlar ve hayvanlar için çok güvenilir” diye reklamları yapılan DDT’nin ilk üreticisi Monsanto’dur. Sıtmayı önlemek için çıkartılan bu zehir, dünyanın hemen hemen her yerinde tarımda böcek öldürücüsü olarak yıllarca kullanılmış, daha sonra çevre ve canlı sağlığına verdiği zarar nedeniyle 1972’de yasaklanmıştır. İnsan ve hayvanların yağ dokularında biriken ve kansere neden olan DDT’nin kalıntılarına bugün bile insan ve hayvan kanlarında rastlamak mümkündür.

1945’te Monsanto, tarım ilacı olarak geliştirdiği 2,4,5-T isimli ot öldürücünün Dioxin maddesini üretmiştir. Dioksin; kalp, karaciğer hastalıkları, üreme ve gelişme bozukluklarına yol açan çok toksik bir kimyasal maddedir. Çok küçük miktarlarda bile çevre ve vücutta biriken dioksin, 1997’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen olarak sınıflandırılmıştır.

Monsanto 1955’de ilk petrol bazlı gübreyi üretmiştir. 1960’larda başlayan Yeşil Devrim’in önemli girdilerinden olan bu kimyasal gübreler, günümüzde hala tartışma konusu olan toprak mikroorganizmalarının yok edilişi ve toprağın bir anlamda sterilize olmasında, toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmasında önemli rol oynamaktadırlar.

1960’ların başında Monsanto, Vietnam savaşında ormanların yok edilmesi için Amerikan ordusu tarafından kullanılan Agent Orange denilen zehirin 2 üreticisinden biri olmuştur.1965’te başlayıp 1973’te biten savaşta ABD 75 bin tonun üzerinde Agent Orange kullanmıştır. Ekolojik tahribatın büyüklüğünün yanı sıra bu zehir nedeniyle 400.000 kişinin öldüğü, yarım milyon çocuğun sakat doğduğu açıklanmıştır.
1970’lerin başında Monsanto’nun
Tarım Kimyasalları Bölümü, ot öldürücüler üzerine odaklanarak Glifosat etkin maddeli RoundUp isimli tarım ilacını geliştirmişlerdir. Toprağı, yer altı ve yerüstü sularını hatta havayı zehirleyen bu kimyasalın insan ve hayvanlarda kanser başta olmak üzere, kısırlık ve ölümlü erken doğumlara neden olduğu saptanmıştır. RoundUp Ready, yani ot öldürücülere direnç kazandırılmış GDO’lu tarım ürünleri arttıkça bu kimyasalın kullanımı da katlanarak artmıştır.

Normal şekerden 200 kat daha tatlı ve kalorisi yüksek olan yapay tatlandırıcı Aspartam 1965’te keşfedilmiş,fakat bunu üreten şirket Aspartamın canlı sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri savıyla yaygın kullanımını sağlayamamıştır. Çeşitli oyunlar ile ancak 1983’te onay alan ürüne 1985’te Monsanto sahip olur ve NutraSweet şirketi ve ticari ismiyle şekerli tüm ürünlerde kullanılmaya başlanır. Aspartamın insan vücuduna girince hem bir kanserojene, hem sinir sistemi üzerinde zararlı etkileri olan bir zehire, hem de sinir hücrelerini öldüren toksik maddeye dönüştüğü yönünde bilimsel araştırma sonuçları vardır. Monsanto, 2000 yılında NutraSweet şirketini satmıştır.
Sığır büyüme hormonu olarak adlandırılan rBGH hormonu yine Monsanto tarafından geliştirilmiş bir biyoteknoloji ürünüdür. Sığırlarda süt verimini arttırmak için üretilen bu yapay hormonun onayı, 1993’te 30 fare ile 90 günlük bir araştırmanın sonucuna göre alınmıştır. Posilac ticari ismiyle satılan bu hormonun potansiyel bir kanser zararlısı olduğu, 1998’de bazı bilim insanlarınca kanıtlanmıştır. Posilac hayvanların sağlığını bozduğu gibi, elde edilen süt de insanlarda meme, ilik ve prostat kanserine yol açabildiği için Kanada, Avustralya, Japonya ve Avrupa Birliği de dahil olmak üzere 27 ülkede yasaklanmıştır. Monsanto, Posilac’ı 2008 yılında başka bir şirkete satmıştır.

Kirletici ve zehirli ürünlerini “Güvenilir ürünler” iddiası ile pazarlayan Monsanto, bu kez de 1996’da tarımsal biyoteknoloji ile yarattığı GDO’lu soya ve pamuğunu dünyaya tanıtmıştır. Bu ürünleri GDO’lu mısır ve kanola takip etmiştir. Her zaman söylediği gibi bu ürünler de yine “güvenilir” ve “GDO’suz ürünler ile aynı besin değerlerine sahip sağlıklı ürünlerdir; hem ekoloji hem de sağlık açısından yıkım yaratan tarım kimyasallarının kullanımını azaltacaklardır”. Yaklaşık 110 yıldır ürettiği ürünler için söylediği gerçek dışı beyanlarını bu sefer de GDO’lu ürünler için tekrarlamaktadır. GDOlu ürünler nedeniyle bugün tarım kimyasalı, özellikle de herbisit (ot öldürücü) kullanımı azalmamış, denilenin aksine katlanarak artmıştır. Toprak, yer altı ve yer üstü suları, hava, insan, hayvan ve böcekler bu tarım kimyasalları ile kirlenmekte, zehirlenmektedir. Bağımsız kurumlar ve üniversiteler tarafından yapılan bilimsel araştırmalar, GDO’lu ürünlerin canlılar için ölümcül riskler taşıdığını ispat etmiştir.

Tarım ilacı pazarı 2011 yılında % 15 oranında artış göstererek 44 milyar dolara ulaşmıştır. Monsanto yaklaşık 3,2 milyar dolarlık cirosu ile pazarın %7,4’üne hakimdir. Pazarın %95’ini elinde tutan 10 çokuluslu şirket içerisinde Monsanto, dünya sıralamasında 5. sırada gelmektedir.

Küresel tohum pazarında ise Monsanto tartışmasız lider pozisyonundadır. Çokuluslu 10 şirket yaklaşık 26 milyar dolarlık ciro ile küresel tohum pazarının %75’ine hakimdir. Yaklaşık 35 milyar dolar ciroya ulaşan küresel tohum pazarında Monsanto 9 milyar dolarlık cirosu ile küresel tohum pazarın % 26’sını elinde tutmaktadır. Aynı zamanda Monsanto, dünyada GDO’lu tohum pazarının da yaklaşık % 90′ına hükmetmektedir.

Monsanto ürünlerinin canlı sağlığı üzerine yaşamsal risklerinin, patentler ve biyolojik çeşitlilik de dahil olmak üzere her türlü ekolojik tehdidin dünya genelinde tartışıldığı günümüzde, dünya halkları Monsanto’ya karşı bir mücadele başlatmışlardır. Ülkemizde de Monsanto ve onun gibi tarım ilacı, tohum ve tarım ürünlerini üreten ve satan çok uluslu şirketlere dur demek için bir araya gelmemiz gerekmektedir. Aksi halde tarım ürünlerimizi kaybetme durumu ile karşı karşıya kalacağımız aşikardır.

Sağlıklı ve helal ürünlerle beslenmek isteyen her ferdin bu konuda duyarlı olması gerekir diye düşünüyorum. GDOsu bozulmuş ürünlerle beslenmenin ilerde kişisel ve devlete hastalık nedeni ile maliyetinin ne kadar çok olacağını söylemeye gerek varmı,sizçe..? Her insan yediğinin ne olduğunu bilmek hakkına sahiptir,yeterki bu hakkını arayabilsin…! Kalın sağlıcakla…, 01.07.2022      <S.ALIÇ>

First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.