SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 1 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı
Yazar
 
 
 
Makale Tarihi :  
Üzülerek görüyoruz ki ülkemiz birçok platformda kendincelik
 
sendromu sebebiyle başarılı olamamakta ve uluslar arası arenada
 
ciddî sıkıntılar yaşamaktadır.
 
O kadar özgünlük sevdası/sevdalıları var ki bu ülkede, maalesef vatan kendini
 
ötekileştirmeden öteye geçemiyor
 
Ötekileşmenin bana bakan yönünü merak ediyorsunuz
 
Kıymetli okurlarımız meselenin ne olduğu yahut nereye geleceğini çok iyi biliyorlar
 
ama yine de verelim cevabını: Kur’ân okuma stili ve bununla birlikte Kur’ân’ı
 
anlayamama sıkıntısı. Daha da iddialısı; Türkiye Kurân okuyor mu, okumuyor mu? 
 
Okumuyorsa okuduğu ne peki? Daha akla gelen birçok soru ve sorun
 
Evet, geçen yazımızda da ifade edildiği üzere maalasef Türkiye’de yerleşmiş bir
 
Kur’ân okuma tavrı/tarzı (tarz olarak kabul edemesek de) olsa da, bunun dünyada
 
karşılığı olmayan bir üslûp olduğunu tekrar edelim. Çünkü dünyanın Türkiye’si hariç
 
(Bunu böyle ifade etmek hoşuma gidiyor) hiçbir yerinde böyle bir durum söz konusu
 
değildir. Arap dünyasını geçelim. Avrupadediniz? Mısırlı okuyucuların uğrak
 
yerlerinden biridir. Amerikadediniz? Nice ünlü kâri’yi özel dâvetlerle çekmiş bir
 
coğrafyadır. Asyadediniz? Mısır tilâvet san’atını yetkin şekilde icra eden birçok
 
isim zikretmek mümkündür.
 
Aslında bu okuyuş formatını icra eden o kadar kıymetli kardeşimiz ve bu hususta
 
uzman nice dostumuz var; ama yakinen bilirim ki onlar da Türkiye’deki bu geleneği
 
devam ettirmek istemezlerdi. Adına ister çaresizlik ister mecburiyet deyin, inanıyorum
 
ki büyük çoğunluğu sistem gereği yeltendi bu usûlü icraya. Çünkü yıllarca ülkede
 
düzenlenen Kur’ân okuma yarışmalarında biz “İstanbul Tavrı”nı değerlendireceğiz
 
denilerek daha baştan mahalli bir tavır sergilendi. İşte bu durum, gençleri ve hatta
 
Kur’ân okuma sevdası olan her kişiyi bu tavrın resmî şemsiyesi altında topladı. İşte
 
hata burada yapıldı!
 
Kur’ân’ın gerçek okuma formatı/üslûbu olan Arap nağmesinden uzaklaşmak; 
 
insanımızı onu anlamaktan da menetti. Şunu açıkça vurgulamak gerekir ki, Kur’ân’ı 
 
anlamanın sadece tefsir kitaplarını okuyarak olabileceğini iddia etmek büyük bir 
 
nâkisedir. Kur’ân ilâhî bir kitaptır. Akla hitap ettiği kadar duygulara da hitap eder. Asr-ı 
 
Saadette akıllı nice kimseler vardı ki, Efendimizi (asm) görmüş olmalarına rağmen 
 
Kur’ân’dan yüz çeviriyorlardı. Çünkü onu okumaktan ve dinlemekten kaçıyorlardı. 
 
Onun nûrânî ikliminin kendilerine ânında tesir edeceğini biliyor ve Kur’ân’dan 
 
etkilenmekten korkuyorlardı. Halbuki, Efendimiz’den (asm) veya sahabeden olup 
 
Kur’ân’ı okumaya ehil olan kimselerden Kur’ân dinleyenlerin, onun kendine özgü 
 
melodisi karşısında mest oldukları ve manevî bir duyguyla serfiraz kılındıkları hakikati 
 
asırlardır İslâmî eserlerde arz-ı endam etmektedir.
 
Hal böyleyken Kur’ân’ı duygulara hitap edecek bir üslûpla okumak elzem bir 
 
durumdur. Onu gönüllere kabullendirmek için sesli tefsir yapabilmek de bunun en 
 
önemli noktasıdır. Bu da asırlardır okunagelen Kur’ân’ın kendi fıtratı üzere yani Arap 
 
nağmesiyle okunmasına bağlıdır. 
 
Bunu bir dönem Mısır coğrafyasında başaran o kadar Kur’ân okuyucusu yetişmiş ki, 
 
anlaşılmak isteniliyorsa bu durum, şu isimlere müracaat etmek de gerekli bir durum 
 
olmuştur artık: Mustafa İsmail, Sıddık Minşâvi, Kâmil Yusuf, Bedri Hüseyin, Rağib 
 
Ğalveş... 
 
Din eğitiminden bahsedilir ülkemizde, hatta bilimsel anlamda ilahiyat fakültelerinde bir 
 
program dahi açılmıştır bunun için: Din Eğitimi. Dini bakımdan şahsiyeti ta baştan 
 
etkileyecek, ahlâklı bir birey yapacak, sevgiyle yükleyecek, kişinin hürriyeti 
 
kısıtlanmayacak gibi nice hususlar, bu program dahilinde ele alınmış, ilke ve esaslar 
 
belirlenerek bu sahanın temeli oluşturulmuştur. Bu denli mükemmel hususiyetler 
 
yanında bir de bakarsınız Kur’ân okuma sisteminde bir kavimcilik, hürriyetsizlik, 
 
nemelâzımcılık almış başını gider. Ve sonuçta ilahiyat fakültelerindeki bu programlar 
 
(Kıraat-Tefsir-Din Eğitimi) birbiriyle çok da temas edemez ve anlaşamaz bir görüntü 
 
sergiler. Herkes kendincedir bu ülkede.  
 
Hasılı, Kur’ân’ı anlamaya yönelik bir üslûpla okumayı ülkemiz ve bu ülkenin mümtaz 
 
milleti hakediyor. Asırlardır İslâma ve Kur’ân’a bayraktarlık yapmış bu necip milleti, 
 
böylesine manevî bir duygudan soyutlamak doğru değildir. 
 
Anlaşılmayan ve duygusal bir tesir icra etmeyen bir okuma işlemi, okumamakla 
 
eşdeğerdir. İşte bu durumda insan zihnine takılan bir sürü soru ve sorun saçılır 
 
ortaya: Türkiye, niçin Kur’ân okuyor veya okumuyor? Anlaşılmayan ve şahsiyete etki 
 
etmeyen bir metinle ilgili o kadar soru üretilebilir ki!
 
Gerçek tilâvet san’atıyla buluşmak ve Kur’ân’la kaynaşmak dileğiyle...
 
En Emin’e emanet..
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.