SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 2 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Yönetim Kurulu Başk.
Yazar Selahaddin ALIÇ
 
 
 
Makale Tarihi :  17.08.2018
HELAL DENETİM NASIL OLUŞTU ?
Helal gıdaya gönül vermiş okuyucularımızdan gelen suallere cevaplarımızdır
1. HELAL GIDA NEDİR?
a. Helal Gıda ve ihtiyaç maddeleri denilince söz konusu ürünlerin tüketicilere hiçbir zararı olmayan aynı zamanda inançları doğrultuşunsa üretilmiş, ambalajlanmış tüketime arz edilmiş ürünler demektir. İnsanların inançları doğrultusunda beslenmelerini ve ihtiyaç maddelerini, karşılamak maksadı ile söz konusu ürünlerin güvenli+ sağlıklı+ çevreci olması demektir. İnanlara ve inanç değerlerine saygıyı esas alarak topluma hizmet etmek ve insanları tükettikleri gıda ve ihtiyaç maddeleri hakkında bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir. Toplumun sağlıklı beslenme ve yaşama değerlerini göz önüne alarak gelecek neslimizi muhafaza etmek esaslarını içermektir.
b. Helal Gıda Nasıl Gelişti?
1969 yılında ülkemizde üretilen bazı ürünler ile et kesiminin emin eller tarafından üretilmediği inanç değerlerine yer verilmediği tespiti üzerine, inananların ne yediklerini neler kullandıklarını bilmeleri hakkından yola çıkılarak Helal Gıda arayışı başlamış oldu. Halen ülkemizin mezbahalarında inanç değerlerine uygun kesimlerin yapılmadığını, gıda maddelerinin üretiminde gereksiz ve kontrolsüz katkı maddelerinin kullanılması insan sağlığının hiçe sayılması, üreticinin İslam inancına uygun üretim yapmadığı günümüzde helal gıda denetim ihtiyacı her gün daha da artmaktadır. Katkı maddelerinin üretimde kullanılması nedeniyle ucuz ve lezzetli gıdalar her geçen gün daha da artmakta olup insan bünyesindeki tahribatları yıllar sonra meydana çıktığında Helal Gıdanın ve ihtiyaç maddelerinin değeri daha da iyi anlaşılacaktır.
c. Helal Gıda Nasıl Büyüdü?
Günümüzde gıda hileleri insanları helal gıda arayışına sevk etmiştir. Dünyadaki iki milyar Müslüman helal gıda arayışı bir çok batılı kapitalist düşünce sahiplerine helal gıda sertifikasyonuna el atmasına yol açmıştır. Helal gıdaya ticari açıdan bakan batılı şirketler Avrupa ülkelerinde helal sertifikası vermeye başlamışlardır. Yapılan bir araştırmada avrupada helal sertifikası veren firmaların sahiplerinin %82’ sini gayri müslim olduğu görülmüştür. İki milyar Müslümanın yaklaşık iki trilyon dolarlık bir helal piyasası oluşturduğu düşünülürse, iştah kabartıcı bir pastadan, kapitalist zihniyetin nemalanmayı düşünmesi gayet tabidir.  
1. Helal Sertifikası veren şirketlerin denetimi nasıl yapılıyor? Yeterince denetleniyor mu?
Helal sertifikası verebilmek için öncelikle Malezya da bulunan Uluslar arası kuruluştan yetki almaları gerekir. Ayrıca Denetim Kurulu (Beş Akademisyen)+ Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (Yedi Akademisyen)+ İlahiyat ve Fıkıh Yüksek Kurulu (Beş Akademisyen) dan oluşan Yönetim Kurulunun bulunması gerekmektedir. Ne yazık ki günümüzde söz konusu bu kurullara sahip  bir denetim merkezinin kendi kuruluşumuz (HEDEM) dışında bulunmamaktadır.
Helal sertifikası isteğe bağlı verildiği için, günümüzde bu kurulları bulundurmayan ve devlet tarafından denetlenmeyen pek çok kuruluş kendini Helal Sertifikası vermekte yetkili görmektedir. Maksat maddi kazanç olunca inanç değerleri göz ardı edilmektedir. Bu gibi kuruluşların verdikleri Helal Sertifikalar yurtdışında geçerli olmadığı gibi, vatandaşlarımızı da yanıltmaktadır. Arzumuz Helal Sertifikası verme yetkisinin devletimiz tarafından belirli kriterlere uygun kuruluşlara verilmesi ve sık sık denetlenmeleridir. 
2. Helal Gıda aşırı ticarileşti ve kötü niyetli kullanıma da rastlanıyor. 
Günümüzde özellikle üreticilerin paralelinde hareket ederek, helal sertifikası vermeye yetkisi olmayan kuruluşlar “helale haram karıştırarak” güvenli+ sağlıklı+ çevreci olmayan ürünlere maddi kazanç sağlayabilmek için geçersiz olan, Helal Sertifikası adı altında sertifika dağıtmaktadırlar. Pek çok ürün sağlıklı olduğu halde maalesef güvenli olmamaktadır. Yine bazı ürünler helal oldukları halde tüketilmeleri sağlık açısından çok uygun olmayabilir. Örneğin Jelatin katılmış bir ürün sağlıklı olabildiği gibi jelatin inanç bakımından güvenli olmayabilir. Kesimi helal olmasına rağmen, beslenme  ve hazırlanma şekli bakımından sağlıklı olmayabilir. Bu gibi misalleri çoğaltmak mümkün olmasına rağmen tüketicinin bilinçlenmediği bir yerde Helal ve Sağlıklı ürünlerin çoğalması mümkün değildir.
3. Piyasadaki bir çok Helal Sertifikalı ürünün aslında Helal olmadığı doğrumu?
Ürünler yaratılış itibari ile helal ve temiz olup daha sonra üreticilerin müdahaleleri neticesinde haram veya sağlıksız, güvensiz ürünler olarak karşımıza çıkarlar. Günümüzde ülkemizin her yerinde gerçek helal gıda standartlarına uygun ürün bulmak maalesef çok ama pek çok zordur. Yurdumuzda  yetkili olmayan kuruluşlar tarafından Helal Sertifikası verilmiş pek çok ürünün gerçeği yansıtmadığı kanaatindeyiz. Üreticilerin dini inançları ile ticari inançları maalesef paralel seyretmemektedir. Daha çok üretmek daha çok gelir elde etmek günümüzün üreticilerinin vaz geçilmez prensipleri olmuştur. Ülkemizde marka olmuş pek çok firmalara, ekmek, bisküvi, meşrubat, dondurma, baklava, sucuk, salam, peynir, deterjan, tekstil ürünleri üreten firmalara ürünleri hakkında tespit ettiğimiz olumsuzlukları bildirdiğimizde bize verilen cevap genellikle: Üreten halinden memnun-satan ticaretinden memnun-tüketen üründen memnun, size ne oluyor? Topluma neden açıklamalar yapıyorsunuz? cevabını üzülerek alıyoruz. Üretilen ekmeğin içerisine sistein (insan saçı ve domuz kılından üretilen E920 maddesi) katılıyor mu? Yazılı sualimize maalesef büyük şehir belediyesinin ekmek üretim tesisleri müdürü cevap vermekten ve denetim yaptırmaktan bizleri men etmiştir. Dondurmanın içerisine (CMC Karboksil Metil Selüloz) duvar kağıt yapıştırıcısı katarak kıvamı arttıran üreticiler, ürünlerinde GDO’lu gilikoz kullanırken bunu kamufle etmek için toz şeker de kullanılmıştır diye yazmaktadır. Çerez ürünlerinde okzalik asit kullanılarak, bu ürünleri tüketenlerin böbrek taşı hastalığına yakalanmalarına sebebiyet vermektedir. Bisküvinin ömrünü uzatmak için dezenfektan (Böcek ilacı) kullanılmakta dişleri yeni çıkmış iki yaşındaki çocuğun ağzına verdiğimiz çubuk krakerlerin çıtır olması için üzerine NaOH (Suskostik) yani hepimizin evlerde lavabo açıcı olarak kullandığımız madde püskürtülmektedir. Yeşil zeytin ve siyah zeytin imalatında da aylarca sürecek işlemi 8 saatte bitmesi için kostik kullanılmaktadır. Beyaz  peynir yapımında sekiz kilogram sütten bir kilogram peynir elde edilirken, ik kilogram sütten bir kilogram peynir elde etmek için CaCl2 (kalsiyum Klorür) jelatin ve süt tozu kullanılarak suyun tutulması sağlanmaktadır. Yoğurt üretiminde de sütün içinden tereyağı alınarak onun yerine margarin eklenmekte, koyulaştırmak içinde içerisine jelatin katılmaktadır. Jelatin üretiminin %75’ini ucuz ve kolay bir şekilde domuzdan elde edildiği düşünüldüğünde ve jelatinli yoğurdun böbrek taşı oluşturduğu bilim adamları tarafından açıklandığından hem maddi hemde manevi sakıncalar ortaya çıkmaktadır.
Bu gibi misalleri çoğaltmak mümkün olmasına rağmen günümüzde yapılması gereken en önemli iş tüketicinin bilinçlendirilmesi, AVM ‘lerin helal ve sağlıklı ürünler teşhir edecekleri reyonlar açmalarıdır. Ticari kaygının dışında manevi mesuliyet taşıyan ve inancı ile ticari hayatı birbirine uygun üreticiler olmadığı sürece ülkemizin teminatı olan genç nesillerimizin geleceklerinin maalesef olumlu olmayacağı düşüncesi bizleri düşünce ve üzüntüye sevk etmektedir.
Bu tür helal olmayan (sağlıksız ve güvensiz) ürünler ile beslenen yeni neslin ileride sağlık sorunlarına harcamak zorunda kalacağı milli sermaye ucuz, bol üretim, bol tüketim sonucu  ihraç gelirlerinin çok üstünde olacaktır. Bu da Gelecekte Ülkemizi sağlık ve maddi  sıkıntılara sokacağı kanaatindeyiz. 
  
 
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.