SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 1 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Prof.Dr.İlahiyatçı
Yazar Faruk BEŞER
 
 
 
Makale Tarihi :  22.02.2016
İslam Neden Farklı Anlaşılıyor?
Ortayolu, itidali, dengeyi, ya da vasatiyyeyi tartışırken İslam'ı bütün olarak anlamadaki ortayolu da görebilmemiz gerekir. Bunu bir insan bedeni benzetmesiyle anlatmaya çalışırsak şöyle diyebiliriz:
İdeal bir insan bedeni düşünelim. Her uzuv yerli yerinde ve ideal ölçülerde olsun. İslam'ı da böyle bir beden olarak görelim. Mesela kalp İslam'daki zikri ve ibadeti temsil etsin. Askerin gözetleme görevinden hareketle gözler cihadı, eller eylemleri, baş ve beyin tefekkürü ve bilgiyi ilah, temsil etsin. Bütün bu organlar birbiriyle iletişim halinde ve dengeli olursa insan, insan olarak fonksiyonlarını istenen düzeyde yerine getirebilir. Bunlardan birine ölçüsüz ağırlık verilir, diğerleri dumura uğratılırsa marazi bir görüntü doğar. Mesela cihad cihad deyip gözleri çok büyütürsek karşımıza gulyabani gibi bir heyula çıkar. İnsanlar bunu gördüklerinde ödlek görmüş gibi korkarlar. Yine dengesiz biçimde ve zikrin ne olduğunu da anlamadan zikir zikir deyip diğer organlarla iletişim halinde olmayacak şekilde kalbe ağırlık verirsek kalp şiştikçe şişer ve artık nefes darlığından gideriz.
Şimdi etrafımızdaki İslam anlayışlarına bakalım, bu dengesizliğin her tarafta fark edilebilir olduğunu göreceğiz.
İslam'ın ne olduğunu bilen bilir. İslam Allah'ın bütün insanlığa duyurulmak üzere Resulü'ne gönderdiği vahyin, yani Kur'an-ı Kerim'in Resulü tarafından kusursuz yaşanmasından ibarettir. Kur'an-ı Kerim İslam'ın yegâne kaynağıdır, Sünnet o kaynağın uygulanabilme çerçevedir. Bu bakımdan mecazen Sünnet'e de kaynak denir ve böylece İslam'ın Kur'an ve Sünnet diye iki temel kaynağı olmuş olur. Diğer anlama usulleri ise bunlara bağlıdır.
Şimdi hayatın değişkenliği içerisinde İslami olan düşünceyi ve eylemi anlamak isteyenler bu iki kaynaktaki ilgili talimatı bilir ve hesaba katarlarsa onu doğru anlamış olurlar. Aksi takdirde kendi çizdikleri sınırları İslam zannetmekten başka çareleri yoktur. Ne var ki, Türkiye gibi bu iki temel kaynağa herkesin doğrudan ulaşma şansı bulamadığı ülkelerde bu iş biraz zordur ve özel çaba ister.
Ulaşabilen insanlar çerçeveyi bu iki kaynaktaki bilgilerle kurup aradaki boşlukları akılla doldururlarsa çerçevenin dışına çıkmamış ve İslami olanı anlamış ve yaşamış olurlar. Günümüzdeki Selefilik buraya kadar doğru bir çizgidedir. Ama onların da aralardaki boşlukları doldurmada problemleri vardır. Yani onların problemi çerçeveyi kurma problemi değil, farklı zamanın ve mekânın bulunduğu araları anlama ve doldurma problemidir.
Bu çerçeveyi kuramayanlar için ise manzara farklıdır. Mesela bu iki kaynağı doğrudan bilemeyen Müslüman bir felsefeci düşünce ağında bu kaynaklarda kendi alanıyla ilgi olan çok az nassa atıfta bulunabilir. Çerçeveyi kaynaklarla değil felsefeyle kurar. Ama Müslüman bir felsefeci olduğunu gösterebilmek için de arada sırada ve sadece kendini destekleyen naslardan söz edebilir. Nasların çerçevesindeki bir felsefe ya da tefekkür ile, felsefenin çerçevesinde bir nastan yararlanma çok farklı şeylerdir. O zaman felsefe sayısınca İslam anlayışının ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Buna da İslam değil, olsa olsa felsefe üstü az İslam denir.
Bunu diğer bilimlerdeki arkadaşlarımızda da fark edebiliriz. Teknik üniversitedeki ya da tıptaki, iktisattaki bir hocamız çoğu zaman İslamî ilimlerdeki bir hocadan daha duyarlı ve daha 'dindar' olabiliyor. Ama meseleye biraz yakından baktığınızda onun bu iki kaynaktan bildiği çok az şey üzerine kendi dünyası ile bir çerçeve kurduğuna şahit olursunuz. Böyle bir İslam'da çerçeveyi, Kur'an-ı Kerim ve Sünnet kurmuş olmuyor. Sonuçta kişilere göre farklı İslam anlayışları ortaya çıkıyor.
Bir zamanlar bendeniz durumun ilahiyat hocaları için dahi böyle gözüktüğünü söylemiştim, ne yazık ki, fikrimi değiştiremedim. İhtisas körlüğü denen musibetin pek çoğumuza bulaştığını ve bir kelamcı Müslümanlığı ile bir tasavvufçu Müslümanlığı, hatta bir tefsirci Müslümanlığı ile bir hadisçi, ya da fıkıhçı Müslümanlığı birbirinden belirgin düzeyde farklılıklar arz ettiğini görmekteyiz. Akademisyenlerin bundan kurtulması zordur ama akademik çalışmalar olmadan da nesnel doğruyu bulabilmek imkânsızdır. O halde akademik çalışmalar sürdürülmelidir, ama İslam'ın doğru anlaşılıp yaşanması için âlimlere ihtiyacımız vardır. Ne var ki, âlimlik 'kün fe-yekûn- ile, ya da ithal bir ileri teknoloji ile oluşturulabilecek bir şey değildir. Bir birikim üzerinde olmaya, ilme, eyleme, tefekküre, sabıra, yani zamana ve ihlasa muhtaçtır.
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.