Ülkemiz tehlikeli bir virajı daha geride bıraktı. Stres, sıkıntı, korku, endişe, ümit, sevinç, üzüntü, heyacan, merak... Hepsini yaşadık. TRT'deki darbe bildirisini dinlerkenki şaşkınlığımı, sivillerin üzerine bomba ve mermi yağdıran helikopterleri ve cansız yatan bedenleri gördüğümdeki üzüntü ve endişelerimi, gencecik delikanlıların ve ciğerparesiyle birlikte şehit edilen tanıdıklarımın haberini duyduğumda hissettiklerimi, 7'den 70'e halkımızın nasıl bir kahramanlık destanı yazdığını gördüğümdeki sevinç ve ümit duygularımı hiç unutmayacağım.
Böylesine cüretkar bir kalkışmanın yapılabildiğine hala inanamıyorum. Anlaşılan o ki, bu kalkışmayı yapanlar ve planlayıcısı üst akıllar ya bu milleti tanımıyorlar, ya da milletin hala canlı olup olmadığını test etmek istediler. Şayet tanımıyorlarsa bilsinler ki bu millet daha nicelerini sadece tükürükleriyle boğacaktır. Yok bu milleti deneyerek durumunu görmek ve buna göre daha sonuç getirici saldırılar planlayacaklarsa, işte o zaman bizlere çok önemli görevler düşmektedir.
İlk dalgada halkımızın sağduyusu yanılmamış ve bir destan yazılmıştır. Halkımızı kutluyorum, tebrik ediyorum. Bu milletin bir ferdi olduğum için gurur duyuyorum. Güçlü bir Türkiye'yi istemeyen ve içlerine sindiremeyen uluslararası üst akıllar B ve C planlarını çoktan hazırlamıştır bile. Bu yüzden önümüze atılan yemlere odaklanırken yemi atanları da gözden kaçırmamak lazımdır. Aksi halde tüm gayret ve çırpınışlarımız fayda vermeyecektir. Bu konuda gerek başarılı ve korkusuz bir şekilde milletin önünde duran hükümetimiz, gerekse bu milletin her bir ferdi teyakkuz halinde bulunmalıdır.
Yüreği yanan şehit ve yaralı ailelerine sabır, şehitlerimize yüce Rabbimizden rahmet, yaralı kardeşlerimize ise acil şifalar diliyorum.
Zaman birlik ve beraberlik zamanıdır.
|