SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 1 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Prof.Dr.İlahiyatçı
Yazar Faruk BEŞER
 
 
 
Makale Tarihi :  01.03.2023
İslamda Birlik Gerekli mi ?
İslam'ın birlik ve Bir'leme/tevhit dini olduğunu herkes bilirYani Müslümanlar kavga ve niza edecek şekilde ayrı gruplaramezhepleremeşreplere ayrılamazlarBunun anlamıelbette her konuda aynı fikirde olmaları demek değildirTemel meselelerdezarurat-ı diniyye'de yani dinin esaslarını oluşturan konularda birleşmek zorundadırlarAyrılan olursaEfendimiz'in ifadesiyle, 'cehenneme ayrılmış olur'.
 
Ne var ki, bu temel konular kullanıma hazır bir paket halinde bulunmuyor. Her bir grup onların farklı bir ucundan tutmuş ve kendine doğru çekiyor olabilir. Herkes birleşmeyi prensip olarak kabul ediyor da, nasıl olacağı konusunda fikri ve hazırlığı yok. Bazıları da, birleşeceksek gelin bize katılın diyor. Böyle bir birleşmenin olmayacağı ortada. Çünkü, her şeyden önce yaşamakta olduğumuz cehalet, yani ulema ve mütefekkir eksikliği buna mani. Bunun bir süre daha da devam edeceği anlaşılıyor.
 
Peki, cemaatler ve gruplar kartopu gibi birbirlerine eklemlenerek mi birleşecekler. Bunun da imkânı yok. Tarihte de hiç olmamış. O halde birleşmeden ne anlamalıyız?
 
Bunu bir ayeti kerimenin ışığında anlamaya çalışabiliriz. Allah buyuruyor ki:
 
'Eh iman edenler, Allah'a itaat edin, Rasulüne itaat edin, sizden olan ulü'l-emre de... Bir şey hakkında nizaa düşerseniz, Allah'a ve hesap gününe imanınız varsa, onu Allah'a ve Rasulüne havale edin. Bu daha hayırlı ve doğru yorumu bulmada daha güzel bir yoldur' (4/59).
 
Bu ayette iki önemli noktaya işaret etmemiz gerekiyor: Birincisi, demek ki müminler arasındaki nizaı, Kur'an-ı Kerim ve onun doğru yorumu olan Sünnet dışında hiçbir beşeri düşünce sona erdiremez. İkincisi bunu sağlayacak olan da ulü'l-emrdir.
 
Ulü'l-emr İslam'ın temel kavramlarından biridir. Emri elinde bulunduranlar demektir. Emir de iki anlama gelir: Birincisi emretme yetkisi. Bu aynı zamanda imaret yani yönetme yetkisi demektir. İkincisi ise, iş ve durum anlamındaki emre, yani meseleleri halledebilme bilgisine sahip olmadır. O halde eksiksiz anlamda ulü'l-emr, bu iki vasfı birden kendisinde bulunduranlar, yani bilgiye sahip yöneticilerdir. Ayete göre bunların ayrıca 'sizden olmaları' şartı da vardır. Yani sizin gibi inanan ve sizin gibi yaşayan insanlar olmalıdırlar ki, itaati hak eden ulü'l-emr olabilsinler.
 
Ulü'l-emr ifadesinin Kur'an-ı Kerim'de çoğul olarak kullanılması İslam'da monarşiye, krallığa, saltanata yer olmadığına da işaret ediyor olabilir.
 
Ama esas olan bu olmakla beraber çoğu zaman bu vasıfları kendisinde toplayan ulü'l-emr bulunmayabilir. İşte o zam ulü'l-emr olma hakkı âlimlerindir. Bunun anlamı şudur: Ya Kur'an-ı Kerim'in ve Sünnet'in ittifak edilen hükümlerinde doğrudan onları hakem kabul edeceksiniz, ya da bunu başaramazsanız, meseleyi âlimlere götürüp onların dediğine uyacaksınız. Ayete göre bu Allah'ın bir emridir ve Müslümanların bunu uygulama zorunluluğu vardır.
 
Ama o zaman da karşımıza başka bir problem çıkabilir: Herkes kendi âlimlerinden başka âlim tanımayabilir. Bu durumda yapılması gereken şey ise bir üst âlimler kurulu oluşturmaktır. İslam'ın genel çerçevesinden çıkmamış bütün cemaatlerin ve grupların kendi aralarından seçecekleri eşit sayılardaki âlimleri belli aralıklarla bir araya gelecek ve Müslümanlar arasında nizaa ve farklılaşmaya sebep olan meseleleri tartışıp karara bağlayacaklardır. Burada da âlimlerin ittifak edememe ihtimali bulunabilir. O zaman da yapılacak iş, çoğunluğun dediğinin uygulanması olacaktır. Kendi görüşlerinin haklı olma ihtimaline rağmen azınlık, haklarından feragat etmek zorundadır. Tıpkı Hz. Hasan'ın yaptığı gibi. Hilafet hakkı kendisinin olmakla beraber ümmetin maslahatı için bu haktan vazgeçmiş ve nizaı, bir süreliğine de olsa önlemişti.
 
Böyle bir oluşuma gitmek hiç de zor değildir. Hemen yarın başlanabilir. Tek engeli, enaniyet, kibir, şeytan ve nefis işbirliğidir. Bunun aşılması halinde çok güzel semereleri olabilir.
 
Anlaşılan cemaat kavramı üzerinde de durmamız gerekecek.
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.