SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 3 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Araştırmacı-Yazar
Yazar OSMAN COŞKUN
 
 
 
Makale Tarihi :  1.05.2023
Islık Çalıp El Çırpmak Ya Da Aç Ve Susuz Kalmak

Ne dersiniz kıymetli dostlar bu iki kavram arasında sizce bir ilgi ve alaka var mıdır? Bana sorar iseniz cevabım evettir. Kuran ile az çok ilgi ve alakası olan kardeşlerimde bilirler ki  “ıslık çalmak ve el çırpmak “Müşriklerin “ Allah vardır ancak o göklerin işlerini yönetir. Yeryüzünün ilahı ve rabbi ise bizzat insanın kendisidir ve insan ürünü olan yönetim şekilleridir.  Veya Allah vardır ama hayata müdahale edip yönetmesi söz konusu değildir. “  Düşüncesini taşıyan Müşriklerin ibadetlerinden bahseder iken ibadet ettikleri yerin kutsal Kâbe olmasına rağmen bakın ne buyuruyor: “Onların Kâbe yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi tadın azabı” (Enfal-35)

Rivayet edildiğine göre, Müşriklerin bazı erkek ve kadınları Kâbe’yi çıplak olarak tavaf ediyorlardı tavaf esnasında parmaklarını birbirlerine kenetleyip ağızlarına götürerek ıslık çalıyorlar, bir taraftan da ellerini çırpıyorlardı. Bu da iddialarına göre onların duası idi. Müşrikler kafalarına göre kutsal evde Allah adına ibadet ediyorlar ve kendileri açısından Allah’ı razı ettiklerini düşünüyorlardı. Tabi bu onların düşüncesi ve zanları idi. Oysa zan Allah katında gerçekten hiçbir şey ifade etmez. Ayetin sonuç kısmı ise onların sonlarının cehennem olduğunu çok net olarak ortaya koymaktadır.

Bu bize şunu açık olarak anlamamızı gerektirmez mi? İbadetimiz sadece Allah için yine Allah’ın istediği ve elçilerinin de hayatlarına uygulayıp yaşam biçimi haline dönüştürdüğü biçim ve tarzda olmalıdır. Hiç kimse atalarından kendilerine intikal eden geleneksel din anlayışına göre ibadet kabul edilen ancak ne Kuran’da ne de son elçinin hayatında yer almayan (toplu zikirler-çeşitli müzik aletleri eşliğinde yapılan semah ve ayinler-namazsız- oruçlar)ı ibadet olarak kabul edemez, etmemelidir. Bunları yapıyor ve yerine getiriyor olması sahibini sorumluluktan kesinlikle kurtarmaz. Allah’ı razı etmenin yolu onun kitabı ve bütün insanlık için bir rahmet olarak gönderdiği peygamberinin hayatının örnek alınıp yaşanması ile mümkündür.

Değerli kardeşlerim sözü nereye getirmek istediğim ve maksadımın ne olduğunu anladığınızı tahmin ediyorum.

Evet, bu yazının kâğıtlara döküldüğü günlerde bizler mübarek ramazan ayını yaşıyor olacağız. Aman Allah’ım ne ramazan, sokaklar oruçlu olunan saatlerde gayet sessiz  “orucu uykuya tutturanlar sevabını da rüyasında görür” sözünü adeta haklı çıkartan bir manzara. Gündüz kılınan namazlarda ibadet yerleri adeta bom boş söz konusu teravih namazı ise gerekli hassasiyet ve itina gösterilerek komşular ile birlikte toplu olarak her gün farklı camilerde namaz kılmanın getireceği sevap ve haz ile ramazan geceleri ihya edilip bir sonraki ramazan beklenilmekte. Peki, sorarım sizlere Allah’ın iman eden kullarından istediği ibadet şekli ve anlayışı böyle midir? Allah’ın orucu farz kılmasının nedenini bakın onun yüce kitabı nasıl açıklıyor:

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi Allahtan korkup sakınmanız için de sizlere farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara-183) Öncelikli hedefi iman edip inandığını yaşayan müminlerin Allah’tan korkma bilincine sahip olmalarını onun kanun ve kurallarını Yaşam biçimi haline getirmelerini hedefleyen oruç ibadeti Müslüman âleminde böylemi algılanıp yaşanıyor? Sadece aç, susuz ve birtakım nefsani duygulardan günün belirli saatlerinde uzak durmak bunları terk etmek Allah’ın bizden istediği oruç ibadetini yerine getirmekte esas amaç mıdır? Oruçları kendilerini tutmayan onların sosyal hayattaki davranışlarına müdahale etmeyen evinden dışarı çıkar iken Allah’ın korumasını istediği hudutları hiçe sayıp mezarlıkta ve Kuran okur iken başını kapatan ancak evimizdeki özel odalarımızda giyine bileceğimiz kıyafetler ile dışarı çıkıp cadde ve sokaklarda dolaşan hanım efendiler: “ Mümin kadınlara söyle sokağa çıkar iken başörtülerini yakalarının üzerine indirsinler.” Ayeti ile kendisini korumayı hiç düşünmez mi? oruçlu olduğu saatleri kahve hane köşelerinde okey oynayarak geçirenler  “Müminler o kimseler ki boş ve lüzumsuz, kendilerine fayda vermeyen işlerden yüz çevirirler” ayetini hiç akıllarından geçirmezler mi? Allah resulü bakın bu konuda ne buyuruyor: “Nice oruç tutanlar vardır ki onların yanına kalan sadece aç ve susuzluklarıdır”

Evet,

Aç ve susuz durmamızın yanında aynı zaman da kulluğun sürekliliği tezinden hareket ederek ibadetlerimizi yerine getirmeliyiz.

Ramazan ayı tabiri caiz ise bol keseden sevapların dağıtıldığı, cennet kapılarının sonuna kadar açılıp cehennem kapılarının ise kapatıldığı Allah’ın affının bu ayda diğer aylara oranla daha çok olduğu oruç tutmanın, oruçlu iken ölmenin sahibini şehit mertebesine eriştirdiği ve benzeri hurafeler ile Kuran’ın ve onun hayata tatbik edicisi peygamberinin hayatında ve düşüncesinde yer almayan bir İslam anlayışı anlatılmaktadır. Bir insan sadece oruç tutmakla, Kuran okumak ile, ramazan ayına mahsus teravih kılmak ile kurtulacak ise oh ne ala! İslam’ın tevhit, şirk, siyaset, ekonomi ve diğer hükümleri ne olacak? Unutmayalım ki İslam-iman bölünme –farklılık kabul etmez.

Kuran’ın bütün hükümleri ona iman edenler için bağlayıcıdır birinin diğerinden farklı olduğunu kimse söyleyemez! Şayet söyler isek o zaman şu ayetin muhatabı olmaz mı?

Bu antlaşmayı kabul eden sizler, (verdiğiniz sözün tersine)birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram olduğu halde (hem çıkarıyor) hem de size esir olarak geldiklerinde fidye verip onları kurtarıyorsunuz. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden böyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.” (Bakara -85) Ne dersiniz oruç ve ramazan ayını çok önemseyip diğer on bir ayı İslam ve İslami mücadeleden bi haber geçirenler yukarıda ki ayetin muhatabı olmazlar mı?

Bu gün dünya Müslümanlarının zalim ve kâfir milletler karşısında hiçbir emaresinin varlığının okunmamasının sebebi onların Kuran İslam’ına parçacı, menfaatçi, bol bol sevap kazanmak, mezhepsel, ırksal vb. yaklaşımları değilimdir? Aslına bakar iseniz müminler olarak gerçekten Allah’a iman ediyor isek dinimizin kaynağı Kuran ise o zaman bu konuda birbirimizden farkımızın olmaması gerekmez mi? Bu gün ise bir kısmımıza vekil, yar ve yardımcı olarak Allah yetiyor iken bir kısmımız onun yaratmış olduğu ölü veya diri kullarından kendimize niçin vekiller ediniyoruz? Kuran’da çelişki olmadığına göre çelişki biz insanlardadır. O zaman Kuran’a dönerek mevcut din anlayışımızı sorgulayıp çelişkilerden kurtulmak dilek ve temennisiyle.  Başka bir yazı da buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz. Hayırlı bayramlar temenni ediyorum.

 

First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Gelin şu zekâtı bir düzene koyalım! ...
............................................
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Faruk BEŞER
 Özürlüler ve Allah’ın Adaleti meselesi ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Müslüman demokrasiye razı olur mu sahip çı ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Eskiden ve Şimdi ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Müslümanlarda Akıl Tutulması ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Söylemler İddia, Eylemler İse İspattır ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Allah'tan Kimler Korkar ? ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Tarihin Son Sayfası ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 İyi bir çocuk yetiştirmek isteyen anne-bab ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 De ki; Yeryüzünü Dolaşın.. ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.