Ailenin temel unsuru Anne-Babadır. Anne ve Babamıza karşı en önemli görevlerimiz onlara iyi muamele etmek ve onlara sevgi ve saygıya dayalı olarak güzel geçinmektir. Bizi dünyaya getirmeye sebep olan ebeveynin haram olmayan her türlü talebini yerine getirmenin Allah’ın rızasını kazanmamıza vesile olduğunu bilmemiz gerekir. Günümüzde keyfine göre yaşayan, sapık düşünceler peşinden koşanlar, hata ve günahlarını ebeveynlerine kabul ettirmek isteyenler, ekonomik sıkıntısını giderenler, ne oldum (!) delisi olan evlatlar, hatalarını bile kabul etmekten aciz olmaları yanında, ebeveynlerinin haklarını bile unutmuşlardır, ta ki kıyamet günü gelip hesaplaşma anına kadar. Elbette mahşer günü herkes yaptığının hesabını yüce Allah’a verecektir. Dileriz ki; böyle kişiler dünya ve ahirette gereken karşılıklarını inşallah bulsunlar.
Anne babaya karşı uygun olmayan söz söylemek ve onları inciltecek her türlü ifadelerden mümkün mertebe uzak kalmaktır.
Anne-babaya karşı gelmenin hükmü nedir?
Anne-babaya isyan eden ve hürmetsizlik eden bir evladın Allah (cc) katında hükmü: Cenâb-ı Hak (cc) Kuran-ı Kerim’de tam 13 yerde anne-babaya iyiliği emretmiştir. Anne-babaya asi olmak ve itaatsizlik etmek ise kebâir tabir edilen büyük günahlardandır.
“Hak Teâlâ, bazı günahların cezasını kıyamete kadar geciktirir. Ana-babaya isyan bundan müstesnadır.” (Hâkim)
“Ebu Bekir (ra) Rasulullah (s.a.v)’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Allah, ana-babaya asi olmanın dışındaki günahlardan, dilediğinin cezasını kıyamet gününe kadar erteler. Öyle ki, ana-babaya asi olanın cezasını, ölmeden önce hayatında çabuklaştırır." (Esbahânî, Hâkim)
Anne-babaya karşı gelmek büyük günahlardandır.
“Rasulullah (s.a.v):’’
“Üç büyük günahı size haber vereyim mi?” Biz de:
“Evet ya Rasulullah.”dedik. Rasulullah (s.av):’’
“Allah’a ortak koşmak, anne-babaya karşı gelmek, yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmektir.” dedi. Bunu o kadar çok tekrarladı ki biz:
“Keşke artık söylemese de (kendisini yormasa) diye temennide bulunduk.” (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
“Kıyamet günü Allah katında günahların en büyüğü Allah’a şirk koşmak, haksız yere bir mümini öldürmek, Allah yolunda düşmanla savaşırken savaş meydanından kaçmak, anne-babaya karşı gelmek, iffetli ve namuslu kadına iftira etmek, sihir öğrenmek, faiz ve yetim malı yemektir.” (İbn-i Hibban)
“Ana babayı ağlatmak (onlara) isyan etmektir ve büyük günahlardandır.” (İbn-i Ömer)
Anne-babasına karşı günah işleyen Allah’ın rahmetinden uzaklaşır
“Annesi ve babasından birine sağlıklarında kavuşup, onlara karşı günah işleyeni Allah rahmetinden uzak eder.” (Ahmed)
Anne-babanın öfkelenmesi Allah-ü Teâlâ’yı (cc) gazaba getirir.
“Allah’ın rızasını kazanmak, anne-babasının rızasını kazanmakla olur. Allah’ın gazaba gelmesi ise ana-babanın öfkelenmesine bağlıdır. (Onları kızdırmak, Allah’ı gazaplandırmaktır.)” (Hâkim, Taberânî)
Anne-babaya karşı gelenin farz ve nafile ibadetleri kabul olmaz
“Allah üç kişinin yaptığı farz ve nafile hiçbir ibadetini kabul etmez:
“Onlar, annesi ve babasına karşı gelen, yaptığı iyiliği başa kakan ve kadere inanmayan kimselerdir.” (İbn-i Ebi Asım)
Anne-babaya karşı gelenin faydalı işleri boşa gider
“Üç şey bulundukça, yapılan bütün yararlı işler, hiç fayda vermez. (Hiçbir değeri yoktur.):
Onlar: Allah’a şirk koşmak, anneye-babaya asi olmak ve savaştan kaçmaktır.” (Taberânî)
Anne-babaya karşı gelen evlat cennetin kokusunu alamaz
“Cennetin kokusu beş yüz senelik mesafeden hissedilir. (Fakat buna rağmen) anne-babaya karşı gelen evlât ile sıla-i rahmi kesen kimse, onun kokusunu alamaz.” (Taberânî)
Allah (cc) anne-babasına karşı gelen cennet nimetlerinden tadamaz
“Allah, dört kişiyi cennete sokmayacağını ve onlara cennet nimetlerinden asla tattırmayacağını bildirdi.
“Onlar: içki tiryakisi, faiz yiyen, haksız yere yetim malı yiyen ve anne-babaya karşı gelendir.” (Hâkim)
“Allah üç kişiye cenneti haram kıldı. Onlar; içki tiryakisi, anne-babaya karşı gelen ve evinde zina yapıldığını görüp de aldırmayan erkektir.” (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
“Ana-babasına asi olan cennete giremez.” (Nesâi)
Anne-babasına karşı gelenin ömrü bereketsizleşir
“Anne-babasına karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur.” (İslam Ahlakı)
Anne-babanın rızasını almayan Rasulullah Efendimiz'in(s.a.v) bedduasına dâhil olur.
“Nebî (asm):“Burnu yere sürünsün (rezil rüsvay olsun). Burnu yere sürünsün. Burnu yere sürünsün.”dedi.
“Kimin ya Resulullah?”diye sorulunca:
“İhtiyar ana-babasına yahut da onlardan birine gereken hizmeti yapamayarak, cennete giremeyen kimsenin.”dedi.” (Müslim)
“Cebrail (as) Rasulullah (asm) gelerek dedi ki:
“Ya Muhammed! Anne-babasından biriyle beraber olup da onun rızasını kazanmadan ölüp, cehennemlik olan kimseyi Allah rahmetinden uzaklaştırsın.”diye beddua etti ve:
“Âmin de” diye buyurdu. Ben de:
“Âmin” dedim.” (Taberânî, İbn-i Hıbban)
Anne-babaya sövmek büyük günahlardandır
“Anneye-babaya sövmek büyük günahlardandır.” (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî)
Rasulullah (s.a.v) buyurmuştur:
“İsra ve miraca götürüldüğüm gece ateşten dallar üzerine asılı kimseler gördüm. Cebrail’e bunlar kim olduğunu sordum:
“Bunlar dünyada anne ve babalarına küfredenlerdir.” dedi. (Büyük Günahlar)
“Rasulullah (s.a.v):
“Günahların en büyüğü bir kimsenin anne ve babasına lanet okumasıdır "
Allah Resulü'ne (s.a.v) bir adam beraberinde yaşlı biri olduğu halde geldi. Ona sordu:
“Ey filan bu yanındaki adam kimdir?”
“Babam” deyince:
“Onun önünde yürüme! Ondan önce oturma! Onu ismi ile çağırma! Ona sövdürme!' buyurdu." (Cem’ul Fevaid)
Anne-babaya lanet eden Rasulullah (s.a.v) bedduasını üzerine alır
Eşi, anne-babadan üstün tutanın ibadetleri kabul olmaz
“Ey Muhacir ve Ensar topluluğu! Hanımını, anasından üstün tutana Allah’ın laneti olsun. Allahu Teâlâ onun farz ve nafile ibadetlerini kabul etmez.” ( İslâm Ansiklopedisi)
Kul anne-babasına duayı terk ederse rızkı kesilir
“Kul, ana-babasına duayı terk ederse, dünyada rızkı kesilir.” (İslâm Ansiklopedisi)
Anne-babasına hürmet etmeyen, evladından hürmet görmeyecektir
“İşte, ey insan, aklını başına al. Eğer sen ölmezsen, ihtiyar olacaksın “Ceza amelin cinsindendir.” sırrıyla, sen ana-babana hürmet etmezsen, senin evlâdın dahi sana hizmet etmeyecektir. Eğer ahiretini seversen, işte sana mühim bir define: Onlara hizmet et, rızalarını tahsil eyle. Eğer dünyayı seversen, yine onları memnun et ki, onların yüzünden hayatın rahatlığı ve rızkın bereketli geçsin. Yoksa onları istiskal etmek, ölümlerini temenni etmek ve onların nazik ve çabuk etkilenen kalplerini rencide etmekle, “Dünya ve ahireti kaybetti. (Hac, 2)” sırrına mazhar olursun. Eğer rahmet-i Rahman istersen, o Rahman'ın emanetlerine ve senin hanendeki emanetlerine rahmet et.” Anne babasını döven kimse Allah’ın rahmetinden mahrum kalır
İmam Cafer Sadık (R.a) ana-babasını döven kimse hakkında şöyle buyurmuştur:
“Ana-babasını döven kimse, Allah’ın rahmetinden uzaktır, ana- babasına asi olan kimse Allah’ın rahmetinden uzaktır!” (Müstedrek’ül- Vesail)
Değerli dostlar:Günümüzde maalesef unutulan ve göz ardı edilen saygı ve bağlılık bağlarının gevşediği hatta zaman zaman kopmuş olduğu evlat ve ebeveyn ilişkilerinin zayıfladığı bir gerçektir. İslâmdan uzaklaşmanın aile bağlarını da yozlaştırmış, bu gün için kopma seviyelerine gelmiştir. Hepimizin bildiği CİBRİL hadîsinde, “Kıyametin alâmetlerinden biri de,kadınların efendilerini doğurmalarıdır” ifadesi ayrıca vurgulanmıştır (Buharî, Tefsiru Sureti 31,2). Günümüzde yapılan yorumlar, çocukların anne ve babalarını köle gibi kullanmaları yönündedir. Kadınların efendisini doğurması, ahlâkî yapıdaki çöküşün görüntüsüdür. Ana babaya itaatin azalması, çocuğun anne veya babasına köle muamelesi(emir vermesi,bağırıp çağırması ) yapması, annesine ve babasına karşı efendilik taslaması, onları hor ve hakîr görmesi, günümüzde maalesef sıkça rastladığımız acı olaylardır.
Dünyanın hiçbir yerinde adalet diye bir şey kalmadı. Zulüm arşa yükseldi. Ve bu zulümlere en büyük sebep, islam dan uzaklaşmamız ve aile bağlarının çözülmesidir. Çocukların her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışan anne ve babaya çocuklar efendilik taslıyorlar. Bu davranışları,hadiste geçen annelerin efendilerini doğurması olup başka nasıl izah edilebilir?
Aile bireyleri olarak; ailemiz içine ekilen fitne tohumlarının yeşermesine zamanında mani olamadık ,sapkın tarikat ve cemaat gibi içimize sokulan fitne ateşlerine karşı duyarsız kaldık ,bunları söndürmek yerine daha da alevlenerek başımıza efendi olarak çocuklarımız çöktü ve aileler dağılır hale geldi.. Aile fertlerinde karşılıklı sevgi ve saygı kalmadı.
Bu durumun inancımız ve geleceğimiz için hiçte iyi sonuçlar vermeyeceği aşikardır. Bu olumsuzlukların tüm inananları ve ailelerini sarmadan kurtuluş çarelerinin aranmasına dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Hep birlikte geleceğimizi düşünmemiz dileğimle cümlenize sağlıklı ve manevi bağları kuvvetli, aile ilişkileri dilerim. |